Değerli dostlar bir önceki yazımızda Sosyal Medya üzerinden açılan hakaret davalarının çokluğundan, hangi kelimelerin gerek Yerel Mahkemelerce ve gerekse Yargıtay tarafından “hakaret” olarak kabul gördüğünü paylaşmıştık. Hakkında dava açılmış olan kişilerin hem bilgilendirilmesi için de bir çalışma yapacağımı okurlarımla paylaşmıştım. Umarım faydalı olur.
DEZENFORMASYON YASASI MESELESİ
Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ya da daha yaygın adıyla Dezenformasyon Yasası, 13 Ekim 2022'de TBMM'de kabul edilen, 18 Ekim 2022 tarihinde 31987 sayılı Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren, Türkiye kamuoyunda tartışmalara neden olan 7418 sayılı ve 40 maddeden oluşan kanundur.
Dezenformasyon Yasası ile birlikte; 5187 sayılı "Basın Kanunu", 5237 sayılı "Türk Ceza Kanunu" ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" isimli yasalar ve maddeleri de düzenlenip gözden geçirilmiş, Türk Ceza Kanunu'nun 217/A maddesine ekleme yapılmıştır.
2024 Kasım ayı rakamlarına göre Dezenformasyon Yasası bilançosu şöyle: 4590 kişi hakkında soruşturma, 384 dava ve 42 Mahkûmiyet. (Kaynak: BBC NEWS)
Son zamanlarda Sosyal Medyada dikkatsizce paylaşım veya yorum yapanların hapis veya para cezası ile karşılaştıklarını çokça duyar olduk. İnsanların uzlaşma sürecinde davacıya hatırı sayılır miktarlarda para ödemek zorunda kaldıklarını veya davalar sonucunda masraf ve vekâlet ücreti ödemeye mahkûm edildiklerini görüyoruz.
Bilinmesi gerekiyor ki: Hukukta herhangi birisine hakaret etmek suçtur. Hakaret eden kişiye 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Hakarete maruz kalan kişi 6 ay içinde şikâyette bulunmaz ise soruşturma veya kovuşturma yapılmaz. Bu 6 aylık süre suçun öğrenildiği tarihten itibaren başlar ama suç işlendikten sonra 2 yıl geçmişse, yeni öğrenilmiş olsa bile şikâyetçi olunamaz TCK.73. Ayrıca suç kamu görevlisine karşı işlenirse şikâyete tabi değildir ve cezası da 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır.
Dava sonucunda Hâkim hapis cezası verip erteleyebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Günlüğü 100 ila 500 TL arasında belirlenecek bir miktardan adli para cezasına hükmedilebilir. (Örnek: Kamu görevlisi olmayan bir kişiye karşı 90 tam gün karşılığı 9000 TL ile 45.000TL arası adli para cezası alt sınırdan verilebilir. Üst sınır olan 730 tam gün karşılığı olarak 73.000TL ile 365.000TL cezaya da çarptırılabilirsiniz Kamu görevlisine karşı hakaret suçu işlenmişse bu kez alt sınır 365 tam gün üzerinden 36.500TL den başlar.)
Mahkemelere intikal eden hakaret suçlarında genel olarak hapis cezası verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmektedir. Sosyal medya kullanıcılarının karşı karşıya kaldıkları aslında uzlaşma kapsamında olan hakaret suçlarında uzlaşılan tazminattır. Özellikle ve öncelikle sosyal medyayı takip eden hukuk büroları, müvekkilleri aleyhine tespit ettikleri hakaret suçlarına ilişkin binlerce, on binlerce şikâyette bulunup bunların önemli bir kısmında uzlaşarak belirli bir tazminat mukabilinde uzlaştıkları bilinmektedir.
Tarafların şimdilerde dikkat etmesi gereken şey vekâlet ücretleri, manevi tazminat davaları ve hukuk davalarının yargı masraflarıdır. Asliye mahkemelerindeki vekâlet ücretinin asgarisi 30.000TL olarak belirlendiğinden, ertelenmiş bile olsa hakaret suçundan mahkûmiyet kararı verilip bunun üzerine bir de manevi tazminat davası açılmışsa en başka 30.000+30.000=60.000TL vekâlet ücreti kaçınılmazdır!
Ancak 9. yargı paketi ile birlikte uzlaşmaya tabi hakaret suçları uzlaşma kapsamından çıkarılıp ön ödeme kapsamına alınmıştır. Ve savcılık makamı suçun alt sınırı olan 90 gün üzerinden günlük 100TL ve neticede 9000TL ön ödeme talep edip bu miktar ödendiğinde artık kovuşturma açılmayacaktır. Ancak bu durumda da manevi tazminat davası açılması muhtemeldir.
Uzlaşma kapsamında para alma imkânını kaybeden kişiler bu kez de Türk Medeni Kanununun 25. Maddesine göre hakaret suçu ile oluşan saldırının kaldırılması veya Borçlar Kanunu 58/2 uyarınca kınanması istemiyle davalar açmaya başlamışlardır. Yani yine karşımıza vekâlet ücreti ve yargılama masrafı çıkacaktır (En az 30.000TL vekâlet ücreti artı mahkeme masrafı)
DİKKAT!!!!
Yargı kararlarındaki hakaret sayılan veya sayılmayan söz ve ifadelerin kime karşı söylendikleri önemlidir! Buna dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca yargı, zaman zaman hakaret sayılan veya sayılmayan sözler ve ifadeler konusunda çelişkili kararlar vermekte veya kararını değiştirebilmektedir.
Dikkat edilmesi gereken hususları da sizinle paylaşmak istiyorum. Sosyal medya üzerinde bir paylaşımı yeniden paylaşırsanız, yaptığınız paylaşımlar için de hakaret suçu sayılacak sözler varsa sizin hakkınızda da büyük bir ihtimalle ceza verilebilir. Ancak alıntı yaparak paylaşım yaptığınız zaman alıntı üzerine yazdığınız mesaj üzerinden suç işleme yani hakaret etme kastıyla hareket edip etmediğinize bakılır. Alıntı yaptığınız hakareti sizin de kabul ettiğiniz, katıldığınız veya beğendiğinize dair ifadeler sizi de hakaret suçunun faili yapar. Ancak hakaret içeren bir mesajın sadece beğenilmesi suç olmaz!
Normal şartlarda insanlar arasında oluşan karşılıklı hakarete ceza verilebilmektedir. Yani hakaretin bizzat size, şahsınıza yapılması gerekmektedir. Oysa sosyal medyada tuzağa düşen insanların çoğu kendisine karşı işlenilen hakarete karşı değil, inandığı değerleri, kutsalları, sevdiği ve saygı duyduğu kişilere karşı hakaretlere karşı cevap vermek veya tepkilerini göstermek isterken istemeden suç işlemektedirler.
Böyle bir durum söz konusu olduğu zaman savunmaya "129 (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir" eklemek çözüm yolu olarak görünmektedir.
Bir başkasına hakaret eden (örneğin bir devlet büyüğüne) veya kutsal sayılan değerlere söven birisi suç yani haksız fiil işlemektedir. Buna tepki olarak hakaret içeren bir ifade ile cevap veren kişinin eylemi indirim falan düşünülmeden doğrudan ceza vermekten vazgeçme kararı ile hüküm altına alınmalıdır. (Kaynak Avukat Turgay Şahin)
Sonuç olarak her şeyden önce, sosyal medyada da olsa üslubumuza çok özen göstermek zorundayız. Rabbimiz “Allah (hiç kimse tarafından) kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez, ancak zulme/haksızlığa uğrayan kimse müstesnâ… (Nisa 148) buyurmaktadır. Bu ilahi mesajı da dikkate alarak özellikle sınırsız özgürlük varmış gibi davrandığımız Sosyal Medyada da daha dikkatli olmak kendimiz için çok fayda olacaktır.
Umarım bu çalışmamız hakkında soruşturma davası açılmış olan öncelikle şahsım ve diğer okurlarımız için yol açıcı olur.
Selametle…
Geçmiş olsun kuzen
Teşekkür ederim kuzen selamlar
Teşekkür ederim Kuzen Almanya'ya selamlar.
Özel Şikayet Suçu (Privatanklagedelikt): Yalnızca mağdur kişinin isteği üzerine faile karşı soruşturma başlatılan suçtur. Bunların içinde en önemlisi ise NEFRET SUÇU Nefret suçunun Almancası olan “Hassverbrechen” ifadesiyle Avusturya yasalarında açık şekilde tanımı bulunmamakla birlikte, yüksek mahkeme kararlarında ve daha çok Avrupa Birliği organlarının yayımladığı çeşitli kararnamelerde somut tanıma rastlanabilmektedir. Nefret suçu; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din ve benzeri nedenlerle duyulan önyargıyla işlenen ve yasaya göre cezayı gerektiren suçlar olarak tanımlanabilir. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı, adi bir suç olmaktansa evrensel olarak değerlendirilmesi gereken unsurlar haline gelmiştir. Avrupa genelinde çıkarılan kararname ve kanunlar da bu suçlara yaptırım uygulanmasında yardımcı olmaktadır. Bu konuya ilişkin en güncel düzenlemelerden biri Avrupa Birliği bünyesinde yayımlanan Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığına Karşı Kararname’dir
Avusturya'da bu tür suçlar çk daha çeşitli şekillerde ve cezaları da çok farklı. Katkı için paylaşayım. Hakaret (Beleidigung): Avusturya Ceza Kanunu’nun 115. maddesiyle yaptırıma tabi tutulan hakaret suçu, karşıdaki kişinin hareket, söz ve davranışlarla aşağılanması veya küçük görülmesi şeklinde tanımlanabilir. • Tahrik (Verhetzung): Avusturya Ceza Kanunu’nun 283. maddesinde verilen din, dil, ırk, köken, cinsel yönelim vb. sebeplerle halkı bir kişiye/gruba karşı provoke etmek, ona karşı nefrete teşvik etmek olarak tanımlanabilir. • Nasyonal-Sosyalizmi tekrar etkinleştirme (NSWiederbetatigung): Neonazi, ırkçı ve antisemitik ifadeler ve davranışlar sergileyerek nasyonal-sosyalist partiyi ve inançlarını savunmak olarak tanımlanabilir. • İftira (Verleumdung): Kişiye yalan ve haksız yere suç unsuru teşkil eden bir davranış atfetmektir. • Kamu Suçu (Offizialdelikt): Herhangi bir ihbara gerek kalmadan, devlet organlarının kendiliğinden soruşturma başlattığı suçtur.
Güzel bir bilgilendirme olmuş. Ama en iyisi hiç bu durumlara düşmemek. Dünyada kötü mü biter.