Bütün Medine Yollarda
Allah Resulünün Mekke’den çıktığını haber alan Medineliler, her gün sabahtan akşama kadar yollara dökülmüş, ufukları tarıyor, akşam olup da batan güneş ortalığı kızıllığa boğunca yine hiçbir işaret görmemekten üzülerek evlerine dönüyorlar.
Bir gün bir iş için evinin damına çıkmış bir Yahudi uzaklara baktı. Ağır ağır yol alan iki deve gördü. Yolcularda öyle bir ahenk var ki, Onlardan başkası olamazdı. Çığlığı bastı:
-Hey Müslümanlar! Beklediğiniz geliyor!...
Medine sokaklarında bir koşuşturma başladı. Evine kapağı atan, en ziynetli elbiselerini giyinen, silahlarını kuşanan, şehir dışına koşan, yayılan, dökülen bir kalabalık.
Allah Resulü ve yol arkadaşı bir saatlik mesafede Küba Köyü civarında. Beyazlar giyinmişler. Deve sırtında geliyorlar. Yakınlardan koşuşanlar. Allah Resulünün eteklerine yapıştılar. Develerinden indirdiler ve Kuba Köyünde Amr Bin Afv’ın evine misafir oldular. Güneş kızgın, hava bayıltıcı ve Medine yakın. Biraz dinlenmelerini rica ettiler.
Medine’den Kuba’ya doğru insanlar akın akın geliyor..
Allah Resulü istirahate çekildiler. Hz. Ebu Bekir evin önünde karşılamaya gelen insanlarla sohbet ediyor. Bölük bölük insanlar Kuba Köyüne akmaya devam ediyorlar. Burada dört gün kaldılar. Birdenbire Medine’ye girmek istemiyorlar ve yanı başlarındaki Peygamber Beldesinin bütün ruhiyle ve tamamıyla zahir olmasını bekliyorlar. Bu sırada Hz. Ali de kendisine verilen emirleri yerine getirip yola çıkmış Kuba Köyünde Allah Resulüne kavuşmuştu.
Allah Resulü Kuba’da bir mescit yaptırdılar. İşte Müslüman topluluğun ilk mescidi. Allah onu:
“..Temelleri takva üzerine atılmış mescid…” (Tevbe 108) diye andı. Allah Resulünün sahabeleri ile toplanıp açıkça namaz kıldıkları ilk ibadet yeri burasıdır.
Kuba Köyüne pazartesi gelmişler. Cuma gününe kadar burada kalınmış ve Cuma sabahı Medine’ye hareket etmişlerdi. Peşlerinden yüzden fazla insan Kuba’dan ayrıldılar.
Çöken Deve
Kuba’dan çıkınca Salim İbn Afv’lara uğradılar. Orada vadinin ortasında Cuma Namazı kıldılar. O noktada da bir mescit yükseldi ve ismi Cuma Mescidi diye kaldı.
Peygamber Beldesinin kapılarında ilk Cuma Namazı hutbesinden:
“-Kıyamet günü, hesap günü.. İnsanlara çobansız bıraktığı koyunun hesabı sorulacak.. Herkes nefsini yarım hurma ile de olsa kurtaracak hayırlı işi işlemeye baksın. O da yoksa talı söz….”
Ve Allaha hamd. Allah’ın kitabını methettiler. Namazdan sonra develerine bindiler ve Medine…
O vakit Medine gayet mamur ve etrafı bahçelik. Tarlalık… Kimin önünden geçseler davet:
-Buyursunlar Ey Allah’ın Resulü…
-Bakalım devemiz kimin önünde çökecek…
Devenin yularını boynuna hiç müdahale etmiyorlar. Deve Medine sokaklarında ilerliyor. Bütün şehir ayakta ve heyecan içinde ne böyle bir gelen olmuş, ne böyle bir karşılama. Deve Sehl ve Süheyl isimli iki öksüz kardeşe ait boş bir yerin önünde diz çöktü. Biraz sonra kalktı. Az daha yürüdü ve Halid Bin Zeyd bin Kuleyp (Eba Eyyüp el Ensari) Hazretlerinin kapısının önünde diz çöktü. Allah Resulü deve üzerinde bir müddet beklediler. Deve yine kalktı, ilk çöktüğü yere geri geldi, tekrar çöktü ve boynunu toprağa koydu ve garip bir sesle inledi. Allah Resulü deveden indiler.
“-Konağımız burasıdır inşallah..”
Devenin ilk ve son çöktüğü yer Peygamber Mescidi, ikinci çöktüğü yer ise misafir olacakları ev.
Karşılama emsalsiz oldu. Bütün Medine göklerin ötesindeki manayı getiren ve nur huzmesini Medine’ye çeviren mukaddes misafiri bir ana baba günü ayaklanışı ile ve şevklerin en taşkını ile karşıladı. Perde arkasında oturan kadınlar, evlerin damlarına çıktılar. Önlerinden Allah Resulü geçerken şiirler okudular.
“Medine’nin veda yokuşu başından.
Üzerimize ayın on dördü doğdu şükürler olsun.
Bize vacip oldu şükür….”
Genç kızlar, Arap adetlerince defleriyle çıktılar ve şenlik yaptılar. Allah’ın Resulü onlara sordu:
-Beni seviyor musunuz?
Haykırdılar!..
-Evet Ey Allah’ın Resulü.. Allah Resulü tebessüm ederek buyurdular:
-Benim kalbim de sizleri seviyor. Sokaklarda yalınayak başıkabak çocuklar koşuşan zıplayan çocuklar sevinçle haykırdılar…
-Allah’ın Resulü geldi…. Allah’ın Resulü geldi….
(Kaynak: Çöle İnen Nur Necip Fazıl Kısa Kürek)
Peygamberimizi okumaya “Medinede Hayat” ile devam edeceğiz inşallah...