Gün geldi TV programlarında konuyu ele aldık, gün geldi köşe yazıları yazdık, gün geldi birçok haber yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Biz bıkmayacağız ama görevi olanlar da bir o kadar umursuzca davranmaktan bıkmıyor.
Türkiye'nin en güzel, en nezih şehri Samsun yıllardır öyle bir hale geldi ki biz gezerken, misafirlerimizi ağırlarken utanır hale geldik.
Belediyeler asli görevleri olan çöp toplama, kaldırım yapma, çevre düzenin oluşturma işlerini unutmuş, popülist faaliyetler içine girmiş durumda. Sosyal belediyecilikte sınıfta kalındığı, pandemi ve ekonomik krizde millete neredeyse hiç dokunulmadığı şehrimizde asli görevlerini unutmuş belediyeler, zaten devletinizin bolca yaptığı yatırımları taklit edip, lüzumsuz paralar harcayarak, akıllarınca binalar yapma yarısına girdiler ve ayrıca düğün salonu işletmeciliği yapan belediyeler millet nezdinde de komik duruma düşmüş durumdalar.
Samsun şehir merkezinin neredeyse her yerinde vurdum duymazlık hakim. Bu nezih şehir kimsenin 'umurumda değil' gibi bir hal almış.
Hemen hemen her iş yeri, iş yerinin tamamını kaldırıma açmış, iki kişinin yan yana yürüyemediği kaldırımlar, her köşe başında sayıları gittikçe artan seyyar satıcılar, temizlenmeyen sokaklar, düzensiz park edişler, çete halinde şehrin göbeğinde gezen başıboş sokak hayvanları, akıl almayacak sayıda olan dilenci istilası ile denetimsiz ve sorumsuzluğun hat safhalara ulaştığı bir şehir halini aldık...
Şehrin aynası ve stratejik öneme sahip olan Cumhuriyet Meydanı akşam hava karadıktan sonra kaderine terk edilmiş vaziyette. Çevresi inanılmaz bir şekilde düzensiz, karalık, pis bir görüntü ile Samsun'umuzun aynası durumunda. Ve bu durum akıl alır gibi değil yetkisi olan bir kişiyi dahi rahatsız etmiyor.
Görevli zabıtanın seyyar satıcının tezgahında çay içtiği, çöpçünün çöpü görmezden geldiği, şehir estetiğinin kaybolduğu, yeşile doğru yol alacağımıza; betonlaşmanın hat safhalara ulaştığı, merkezde akşam evine giderken sayıları yirmiye ulaşan başı boş hayvanların karşıladığı, belediye başkanının seyyarla makamında fotoğraf çekildiği, otoritenin kaybolduğu, vurdumduymazlığın alıp başını gittiği bir şehir! Ne yazık ki makus talihi gibi aynı seviyede seyredip durmaya, kuralın intizamın, nizamın olmadığı bir ortamda zaten bu yaşadıklarımıza da mahkumdur.
Bir misafirimizin şehir merkezini gezdikten sonra söylediği söz belki de her şeyi tek kelimede anlatıyor. Misafirimize şehrimizi nasıl buldunuz sorusuna verdiği cevabı 'Hindistan - Mumbai gibi olma yolunda' cevabı galiba yetkililer için veya üzerine vazife olanlar için yeterli olmuştur...