Sebebi:
Bizans İmparatorluğu’nun Arap yarımadasına yönelik büyük bir ordu hazırladığı haberi Medine’ye ulaşmıştı.
Bu durum Müslümanlar için ciddi bir tehdit anlamına geliyordu.
Hz. Peygamber (s.a.s.) hem bu tehdidi karşılamak hem de kuzey sınırlarında İslam’ın gücünü göstermek amacıyla sefere çıkmaya karar verdi.
Hazırlık Süreci:
Zaman olarak çok zordu: yaz mevsimi, sıcaklık çok yüksek, hurma mevsimi, kıtlık vardı.
Kur’an bu döneme “saatü’l-usra” (zorluk zamanı) der. (Tevbe Suresi, 117. Ayet*)
Buna rağmen sahabeler mallarını ortaya koydular. Hz. Osman (r.a.) bu seferde 300 deve, 100 at ve 1000 dinar bağışladı.
Yaklaşık 30.000 kişilik bir ordu hazırlandı. Bu, o döneme göre çok büyük bir sayıydı.
Seferin Seyri:
Tebük, Medine’nin yaklaşık 700 km kuzeyindedir.
Müslümanlar zorlu çöl yolculuğundan sonra Tebük’e ulaştılar.
Ancak Bizans ordusu gelmemişti. Hz. Peygamber (s.a.s.) savaşmadan geri döndü.
Bu, askeri bir zafer değil ama siyasi ve psikolojik bir zafer oldu.
Sonuçları:
Arap Yarımadasında İslam’ın itibarı arttı. Bizans korkusuyla savaşmadan geri çekildi.
Çevre kabilelerle barış antlaşmaları yapıldı. Özellikle Eyle (Ayla) ve Ezruh gibi bölgelerde yaşayan Hristiyan topluluklarla.
Münafıklar açığa çıktı. Zorluk zamanında sefere katılmayanlar kim olduklarını belli ettiler.
Hz. Peygamber’in otoritesi zirveye çıktı. Artık Arap Yarımadası tamamen İslam’ın etkisi altına girmişti.
*Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, zorluk zamanında ona uyan muhacirlerle Ensar’ın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların tövbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz O, onlara çok şefkatli ve çok merhametlidir. (Tevbe 117)
Not: Bir sonraki yazımızda Tebük Seferine katıl(a)mayan Ka‘b bin Mâlik’in Tövbesini okuyacağız…









