Sağlık ve Eğitim alanında Türkiye’de ve dünyada öncülük eden, Başken Üniversitesi kurucusu, bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Haberal, tarım ve hayvancılık konusunda da dikkat çekti. Özellikle organik tarım ve hayvancılık alanındaki gelişmeler, Türkiye’nin milli güvenlik sorunu olduğunu, Başkent Üniversitesi olarak bu alanda yıllar öncesinden öncülük yaptıklarını belirtti.
Başkent Üniversitesi misyonu kapsamında Gıda, Tarım ve Hayvancılığı Geliştirme Enstitüsünün kuruluş amacı çalışma alanlarında eğitim-araştırma-geliştirme ve bilimi yayma etkinlikleri aracılığıyla toplumun teknolojik, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyinin yükseltilmesine, insan sağlığının iyileştirilmesine, insan ve çevresel haklarının geliştirilmesi ve korunmasına, topluma hizmetin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak olarak belirlenmiştir.” ifadelerini kullandı.En önemlisi ise, organik tarım ve hayvancılığa örnek oldu. Ticari amaç gütmeden, topluma yol gösterdi. Haberal, Atatürk’ün 9 Haziran 1923 yılında söylediği” Çiftçilik milletimizin hayatı, serveti, kudretidir” sözüne öncülük ediyor. Haberal hoca bu yüzden farklıdır. Her alanda başarılara başarı katıyor. İyiye, güzele, başarıya öncülük ediyor. Dünya onu boşuna ayakta alkışlamıyor. Hocanın farkı bu.
“Tarımdan vazgeçmemeli”
Teknoloji gelişse de tarımın ilk insandan bugüne önemini kaybetmediğini ve kaybetmeyeceğini vurgulayan Haberal, “Hangi çağda yaşarsak yaşayalım tarımdan vazgeçemeyiz. Aksine nüfus artışı devam ettikçe, iklim şartları değiştikçe tarım daha çok önem kazanmaktadır.” diye konuştu.Avrupa Birliği ülkelerinin tarıma bütçeden yüzde 40 pay ayırdığına dikkati çeken Haberal, 2050 yılında dünya nüfusunun 9,5 milyara ulaşacağını, günümüzde 1 milyar insanın açlıkla karşı karşıya olduğunu belirtti.Bu tablo karşısında ülkelerin tarımdaki verimi yüzde 60 artırması gerektiğini vurgulayan Haberal, “Eğer tarımdaki verimi önümüzdeki 30 yıl içinde yüzde 60 artıramazsak dünya insanlığı gıda savaşlarıyla karşı karşıya kalacaktır. Bunları, tarımın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak için söylüyorum. Onun için daha fazla çalışmamız ve gayret göstermemiz gerekiyor. Dört iklim bu güzel coğrafyada, üç tarafımız denizlerle çevrili. Böyle güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Türkiye meyvede, sebzede, tahılda ve özellikle hayvansal ürünlerde son derece önemli bir ülke.. Onun için bu güzel coğrafyada üzerimize düşeni yapmak durumundayız. Ve diyorum ki, tarlaları betonlaştırmayın.” dedi.Eğitimde, sağlıkta, tarım ve hayvancılıkta öncü
Prof. Dr. Mehmet Haberal üniversiteyi kurdu. Binlerce öğrenciye eğitim-öğretim imkânını sağladı.Hastane kurdu, şifa dağıttı. İşsizlere istihdam sağladı. Başarıları ile dünya onu ayakta alkışladı.Açkar Süt Dünyası’nı kurdu. İnsanlar sağlıklı süt ürünlerini yesinler, ve örnek alsınlar diye.Gıda Tarım ve Hayvancılık Enstitüsünü kurdu: Halkın sağlığı ve bekasına dikkat çekti.Prof. Dr. Mehmet Haberal, ”Ülkemiz, gıda, tarım ve hayvancılık gibi halkın sağlığı ve bekası bakımından çok önemli ve uzun dönemli önlemlerle düzenlenebilecek sorunlarla karşı karşıyadır. Gıda ve hayvancılık alanında ithal bakımından bağımlılık çok üst düzeylere ulaşmıştır.Bu bağımlılık, tohum üretimi ve kullanımı dahil bir çok alanda sürdürülebilirlik sorunları yaratmaktadır.Başkent Üniversitesi misyonu kapsamında Gıda, Tarım ve Hayvancılığı Geliştirme Enstitüsünün kuruluş amacı çalışma alanlarında eğitim-araştırma-geliştirme ve bilimi yayma etkinlikleri aracılığıyla toplumun teknolojik, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyinin yükseltilmesine, insan sağlığının iyileştirilmesine, insan ve çevresel haklarının geliştirilmesi ve korunmasına, topluma hizmetin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak olarak belirlenmiştir.” ifadelerini kullandı.En önemlisi ise, organik tarım ve hayvancılığa örnek oldu. Ticari amaç gütmeden, topluma yol gösterdi. Haberal, Atatürk’ün 9 Haziran 1923 yılında söylediği” Çiftçilik milletimizin hayatı, serveti, kudretidir” sözüne öncülük ediyor. Haberal hoca bu yüzden farklıdır. Her alanda başarılara başarı katıyor. İyiye, güzele, başarıya öncülük ediyor. Dünya onu boşuna ayakta alkışlamıyor. Hocanın farkı bu.