Adem Bektaş; ''Doğduğum şehir, çok şey borçluyum sana, Hani insanın her şeye güven duyduğu ilk yaşları vardır Yaşama karın ilk adımları Her şeye meraklı masum halleri Sen beni güvenim ilk yaşlarımsın Borçluyum sana… Öğrendiklerimi borçluyum sana Öyle ya sende yarım kalsaydı bir şeyler Yutmaz mıydı bu ruhsuz büyükşehirler Sen doğduğum, doyduğum şehir Samsun (alıntı) Doğduğum, doyduğum, büyüdüğüm şehir SAMSUN Doğduğum şehre üniversite eğitimi ve yurtdışı tecrübesinden döndükten sonra; edindiğim tecrübelerimi şehir ve şehrimizin aziz insanları ile paylaşmak adına AK Parti kurucular kurulu il yönetiminde bulundum. İlk yerel seçimlerde Atakum Belediye Başkalığı görevine halkımızın teveccühleri ile başladık.
“Atakum’un dününü ve bugününü değerlendirir misiniz?”
Yıl 2004 Atakum: Samsun’dan kopuk 10 yıl belediye olarak yönetilmiş, köy görünümlü bir beldeyi 5 yıl içerisinde Samsun merkezin ve civar illerin gözdesi haline, yaşanabilir, konforlu bir şehir haline getirdik. Kısa sürede Atakum ilçe nüfusunda artış gözlenmeye başlandı. Ve Atakum, Samsun’un gözdesi, Karadeniz’in incisi oldu. 5 yıllık belediye başkanlığımızda hızla gelişen bir Atakum ekonomisine inşaat ve turizm sektörleri ile canlılık katan bir kent haline gelmiştir.
“Türkiye Yüzyılı’nda Samsun’un Türkiye ve dünya daki pozisyonu nasıl olmalı. Geldigimiz noktada Samsun’un ülkemizde ki konumu sizce yeterli mi?’’
Ülkemiz ekonomik bağımsızlığını tam anlamıyla kurabilmek adına yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi doğru kullanarak, akılcı planlamalar yaparak, yerli ve milli üretimi arttırarak, doğru tarım politikaları uygulayarak kendi kendimize yetebilir konuma geleceğimize ve yeni ufuklar açacağımıza yürekten inanıyorum.
Orta Doğu ve Doğu’nun daima yükselen ve önder ülkelerinden biri olarak yeni nesil dünya ekonomisinde daha da fazla söz sahibi olacak durumdayız. Artık Dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmek için daha önce ifade ettiğim gibi yerli ve milli üretimi arttırmak, ekonomik anlamda dışa bağımlılığımızı üretim ile en aza indirmek gerekmektedir. Bu gerekliliklerin yerine getirilmesinde 22 yıllık Cumhurbaşkanımızın idaresinde birer birer gerçekleşmektedir.
Savunma sanayisindeki atılımlar, doğalgaz ve petrol sondaj aramaları, yerli otomobil üretimi ve bir çok akılcı atılımın 100 yıllık Cumhuriyetimizde; bizlerinde içinde yer aldığı bu siyasi harekete nasip olması, doğduğum ve doyduğum şehrim ve ülkem için yapılan tüm çalışmalarda şahsımın da görev alması ve katkı sağlaması bizleri gururlandırmaktadır.
Türkiye Yüzyılı’nda, Samsunumuzda daha ilerilere muhakkak varacaktır. Üretim, ekonomi ve istihdam, turizm ve tarım politikaları hakkında şehrimizin yöneticilerinin doğru politikalar üretmesi gerekmektedir. Şehri tanıyan, şehir insanını bilen, şehrin gerekliliklerini iyi planlayan liyakatlı kadroların doğru mevkilere gelmesi ile mümkündür.
Valiler ve bürokratlar şehir adına elbette önemlidir fakat şehrin halkın tercihleri ile gelmiş vekilleri ve özellikle birçok yetkisi bulunan belediye başkanlarının şehrin her detayı planlamaları gerekmektedir.
Kurtuluş şehri, Milli Mücadele şehri, Samsun’un Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Cumhuriyete kattığı katkıyı düşündüğünüzde Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına, Türkiye Yüzyılına da katkılarının yüksek olması beklenmektedir.
‘’Samsun için bir hayaliniz var mı ?’’
Bu şehirde yaşayan herkesin yaşadığı şehre dair hayalleri vardır, tıpkı bizler; 2004 yılı Belediye Başkanlığı döneminde bu hayallerin bir kısmını Atakum’da Atakum halkının daha konforlu yaşayabilmesi adına gerçekleştirme imkanı bulduk. Tabi ki bizlerin; ‘Durmak Yok Yola Devam’ sloganı ile bu şehir için, bu şehrin aziz insanlarının refahı için daha çok hayali, enerjisi ve gücü vardır.
Samsun’un yeniden planlanması, şehrin atıl olan kısımlarının şehrin yaşam alanına katılması gerekmektedir. Bir mimar olarak şehrin planlanması derken; şehrin her kısmının, yerleşime açılmamış arazileri bugünkü isteklerimize ve yaşam tarzına göre planlamak gerekmemektedir. Belediyelerimizin en büyük yanlışı; 100 sene sonra hayatın başlayabileceği alanların bugünkü yaşam tarzlarımıza göre günümüzde kent planlamalarının yapılmasıdır.
Oysa bugünkü ihtiyaçlarımız ile 100 sene sonraki ihtiyaçlarımız çok farklı olacaktır. Hele ki yaşadığımız dünya ve ülke olarak yaşanan bazı olaylar yaşam tarzlarımızın değişmesini vakit olarak da öne çekmektedir. Bunu en net örneğini Pandemidir. Bir virüs bütün yaşam- biçimini değiştirmiş ve daha bireysel bir yaşam sürmeye başlanmıştır. Dolayısıyla yarını planlarken bütün bu
detayları düşünmek gerekmektedir. Bütün bu planlamaları yapacak bilgi ve birikimi doğduğumuz ve doyduğumuz şehre vermek, bu şehir insanına olan borcumuzu ödemektir.
‘’Samsun ve Atakum deniz turiz’min ve doğa turizminde gerektiği yerde mi ? Değilse neler yapılmalı. Siz olsanız neler yapardınız?‘’
Atakum 2004 öncesi çok az nüfuslarıyla sadece yazlıkçılar tarafından kullanılan sayfiye kenti idi. 2004-2009 yılları arasında yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda, denizi ve sahili ile şehrin tümünün kullanabildiği bir kent haline getirdik. Peki yeterli mi? Elbette yeterli değildir.
Turizm sadece şehir insanı ile olmamalıdır. Denizi, sahili ve turistik bölgeleri açısından başka şehirler hatta başka ülkeler tarafından tercih edilebilen bir kent olmalıdır. Çoğunlukla etkileşim içerisinde olunan Orta Karadeniz şehirlerinden gelen yerli turistlerin şehrimize gelip deniz turizminde yararlanabilmeleri için gerekli konaklama tesisleri gerekmektedir.
Çok enteresan bir örnek vermem gerekirse; 2004-2009 yılları arası Belediye Başkanı olarak o günkü Kredi Yurtlar Kurumunun bünyesinde yer alan yurtların yaz aylarında belediyemize devredilmesini ve Çorum, Amasya, Tokat gibi illerden Atakum Plajları için gelen vatandaşlarımızın konaklamada kullanılmasını talep etmiştik fakat o günkü idarecilerden kabul görmemişti oysa şimdi Cumhurbaşkanımız YurtKur’a ait yurtlarda gençlerimizin turizm amaçlı seyahatlerinde konaklayabileceklerinin ifade etmiştir.
Bütün her şeyi de Ankara düşünecek, bizler Ankara’dan gelen direktifleri yerine mi getireceğiz?
Yerinden yönetim; o kentin ihtiyaçlarını kenti yönetenler daha iyi bileceklerinden dolayı önemli ve doğru bir yönetim şeklidir, çabuk ve doğru kararları vermek mümkün olmaktadır.
Turizm denince Samsun’da sadece deniz turizm elbette ki yoktur, şehrin güneyindeki ilçelerimizin görülmeye ve gezilmeye değer doğası ve tarihi yerleri bulunmaktadır. Fakat bu turizminde yapılabilmesi için konaklama tesislerinin tamamlanması gerekmektedir.
‘’Samsun İş dünyasını değerlendirir misiniz?’’
Samsunumuza iş dünyası açısından baktığımızda maalesef yeteri kadar mesafe kat edemediğimizi, ülkemizin başka şehirlerine bakınca çok rahatlıkla görmekteyiz.
Şehrimiz ‘sanayi mi? tarım mı?’ diye bir ikilemin içinde yıllarca çırpınıp durmuş. Oysaki ikisinin de bir arada olabileceği ve tarımın sanayiye sanayinin tarıma katkı verebileceği gayet aşikar olmasına rağmen bir türlü atılım yapılamamıştır.
Tarımsal sanayinin de gelişmesi mümkünken maalesef bu konuda da mesafe alınamamıştır. Ve şehrimiz emekliler, memurlar şehri diye anılmaktadır. Bankalarda mevduatların fazla olması ve diğer kriterleri de eklediğimizde bu gerekçelerden dolayı teşvikleri bir türlü alamamış bir şehir Samsun.
Tarımda dümdüz verimli ovalarımızı fındık ve kavak ormanına çevirdik Halbuki insan parmağını toprağa soksa insan yetişir derler ya o derece verimli ovalara sahibiz fakat doğru planlamalar olmayınca, sonuç doğru olmuyor.
Sanayide de birçok büyük firmalara yer verilemediği için başka yerlere gittiklerini biliyoruz.
Yeni bir organize sanayi açılıyor herkes müracaatını yapıyor maksat yer almak alınan yerlerin çoğunda üretim dahi yapılmıyor alan kişiler bu yerleri üretim yapılacak, istihdam oluşturulacak diye alıyor fakat birçoğu aldıkları prefabrik binalarını kiraya vermektedir.
Bu yanlışlıklardan dönülürse şehrimizde sanayi yatırımı yapacak birçok yatırımcı mevcuttur aynı zamanda şehrimiz dışardan yatırım yapacak firmalar da rahatlıkla bulunabilir.
Bu şehrin deniz havalimanı ile ülkenin her tarafına bağlanan duble yolları mevcuttur yeter ki doğru planlama ile doğru işler yapılabilsin.'' dedi
SÜRMANŞET HABER - DERGİ ÇIKTI !!!