TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP Antalya Milletvekili Av.Cavit Arı, 2022 yılı Merkez Yönetim Bütçesi kanun teklifinin geneli üzerine Plan ve Bütçe Komisyonda yapılan görüşmelerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a hitaben “Vatandaşımız bugün bu ekonomik sıkıntıların içerisinde maalesef can çekişmekte. Türk halkı artık size birçok alanda olduğu gibi ekonomi alanında da güvenmemekte. Yani artık sizin bu ekonomiyi düzelteceğinize kimse inanmıyor.” dedi.
“EKONOMİYİ DOĞRU YÖNETEMİYORSUNUZ, VATANDAŞ CAN ÇEKİŞMEKTE”
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, “Bütçe sunumlarında gördüğümüz bir kural var. Bu kural, iktidarın içinde bulunduğu kötü ekonomi yönetimini farklı şekilde anlatıp, sanki bugün yaşanan ekonomiyi çok da iyiymiş gibi gösterebilmek adına bütün değerlendirmelerini 2002'den aldığını hep görüyoruz ve şahit oluyoruz. Bu değerlendirme yöntemi kesinlikle ve kesinlikle doğru değil. Örneğin, 2002 yılında dolar 1,5 TL'ydi bugün 9,60 veya 80 neredeyse 6,5 katına çıkmış durumda. 2002’de 1 çeyrek altın 23,5 TL'ydi bugün bin TL'ye yaklaşmış durumda. En düşük memur maaşıyla 2002’de 17 çeyrek altın alınabilmekteyken bugün 4-4,5 çeyrek altın alınabilmekte. Ortalama memur maaşıyla 2002’de 25 çeyrek altın alınmaktayken bugün 6 ya da 6,5 çeyrek altın alınabilmekte. Yani öyle bahsettiğiniz gibi, 2002'yi de baz alsanız şunu açıkça söylemek lazım: Artık siz ekonomiyi doğru yönetemiyorsunuz. Vatandaşımız da bugün bu ekonomik sıkıntıların içerisinde maalesef can çekişmekte. Türk halkı artık size birçok alanda olduğu gibi ekonomi alanında da güvenmemekte. Yani artık sizin bu ekonomiyi düzelteceğinize kimse inanmıyor.” dedi.
“GENÇLERİMİZİN GELECEĞİ İPOTEK ALTINA ALINDI”
Bu ülkenin geleceği adına en önemli ipoteklerden birisi kamu-özel iş birlikleridir diyen Arı, “Hiç kimse bize "Yok efendim, devletin imkânlarıyla yapamadığımız yerleri yapıyoruz." edebiyatı yapmasın. Bu iktidar, iktidara geldiği günden bu tarafa, cumhuriyetin ilk kurulduğu günden sizin iktidarınıza kadar harcanmış olan 765 milyon dolarlık bütçenin neredeyse 3 katını harcadı. Bu gelen geçen iktidarlar önceki dönemde o kadar karayolları, köprüler, hastaneler, okullar yaptı ama siz sadece bunları satmakla kaldınız. Bugüne kadar sata sata da bitirdiniz. Şimdi siz, 2,5 milyar dolarlık bütçenizle, bu iktidarınızda kullandığınız bütçenizle sadece kamu-özel iş birlikleriyle milleti borçlandırarak, yatırımlarla göz boyamaya çalışmaktasınız. Keşke bu yapılanlar genel bütçeden yapılabilseydi. Keşke bu yapılanlarla bu yerleri kullanmayan vatandaşımız borçlandırılmamış olsaydı. Keşke gençlerimizin geleceği ipotek altına alınmamış olsaydı. Geçiş garantili yollarla 98,5 milyar lira, şehir hastaneleri yönünden de 94,2 milyar lira garanti ödemesi yapılacak. 2024 yılı dahil toplam 193 milyarlık lira garanti ödemesi bu ülkeyi beklemektedir. Biz, yapılacak olan hiçbir hizmete karşı değiliz ve eğer layıkıyla yapılırsa, yapılan her hizmeti de destekleriz ama siz buraları bir ticarethane gibi açtırıp geçenden parasını bir katıyla aldığınız gibi geçmeyenden, hayatında görmeyen de parasını almaktasınız. Niğde-Tarsus Otoyolundan daha 2 hafta önce geçtim. Geçmeyenler için söyleyeyim 115,5 TL'ye geçiliyor. Bir aracın Adana'ya gidiş-gelişinde ödediği ücret 231 TL, o da binek araç olursa. Deli Dumrul misali geçtiği yol için yaktığı yakıt kadar para ödemekte. Siz buraları bir yatırım olarak değil, bir ticarethane olarak görmektesiniz. O nedenle, siz sadece buraları yapan 5'li çetelere ticarethane açmaktasınız. Eğer bir kamu hizmeti olacaksa, kamu hizmeti temel bir haktır ve ücretsiz karşılanması gerekir.” diye konuştu.
“SAYIŞTAY RAPORLARI ÇOK ÖNEMLİ BULGULARLA DOLU”
Milletvekili Arı, “Sayıştay’ın denetim raporlarında, özellikle şehir hastaneleriyle ilgili, çok önemli bulguları var. Oku oku bitmiyor. Sayfalar dolusu. Çok övündüğünüz şehir hastanelerinin dahi inşaat, teslim ve işletme süreciyle ilgili işlerini doğru düzgün beceremediğinizi Sayıştay’ın raporlarıyla görmekteyiz. Sayıştay’ın bu süreçte kontrollü ve dikkatli bir dille bu raporları yazdığını biliyoruz ancak yine de buna rağmen dikkat çekecek bulgular var. Örneğin, nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan firmalardan, tüketicilerden tahsil edilen ve Bakanlığın bankadaki hesaplarına yatırılması gereken Elektrik Enerjisi Fonu'nun bazı şirketlerce eksik yatırıldığı ya da hiç yatırılmadığı tespit edilmiş. Soruyorum, bu şirketler kimdir? Bu şirketlerden almanız gereken bu paraları niye almıyorsunuz? 37 tane şirket hiç ödeme yapmamış. 18 tane şirket eksik ya da geç ödeme yapmış. Çok önemli bir gelir kaybını siz bu şirketlerden almayarak bu ülkeyi bu gelirden mahrum bırakmaktasınız. Bu şirketler kimdir, nedir ve niye bu paralar alınmıyor; bunun hesabını mutlaka, bir şekilde verilmek zorundadır. Yine, Sayıştay’ın bulgularında... Örneğin "Akademik kadro ilanında, objektif olmayan ek koşullara yer verilmesi..." var. Bunun anlamı nedir? Bunun anlamı liyakati olmayan, yandaş olan birçok kişiyi kadrolara alabilmeniz operasyonudur. Yine, "Bütçeden yardım alan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerin incelenmesi, yetersiz desteklerin nereye harcandığının belirsiz olması..." Yani onlarca, yüzlerce yandaş sivil toplum örgütlerine devletin imkânlarını oluk oluk akıttınız ama nereye harcandığını buraya yazamamışsınız. Bakın, buraya yazamadınız, Sayıştay diyor ki: "Hiç olmazsa bunları açıklayın." Yine, o kadar kontrolsüz, denetimsiz, disiplinsiz ve siyasi olarak bu bütçeyi kullanmaktasınız ki 18 yaşını tamamlamış ve gerekli şartları taşımayan gençlere sosyal destek ve ekonomik destek ödemesine devam etmişsiniz. Bunu hangi seçimde, hangi oy karşılığı yaptınız? Bakanlık bütçesinden yapılan ödemelerin hak sahiplerine ödenmesine ilişkin işlemde kontrol eksikliği bulunmakta. Yani bunun anlamı ne? Hak sahibi olmayanlara ödeme yapmaya devam etmişsiniz. "Sahte ve şüpheli engelli sağlık kurulu raporlarının gereklerinin gecikmeli olarak yerine getirilmesi..." Geçen sene bu konu mevzu edilmişti ve engelli olup olmadığı belli olmayan kişilere haksız ödemeler yapıldığı konusu kamuoyuna da mal olmuştu; bu konularla ilgili gerekli tedbirleri almadığınızı Sayıştay bir kez daha ifade etmiş.” dedi.
“EKONOMİYİ DOĞRU YÖNETEMİYORSUNUZ, VATANDAŞ CAN ÇEKİŞMEKTE”
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, “Bütçe sunumlarında gördüğümüz bir kural var. Bu kural, iktidarın içinde bulunduğu kötü ekonomi yönetimini farklı şekilde anlatıp, sanki bugün yaşanan ekonomiyi çok da iyiymiş gibi gösterebilmek adına bütün değerlendirmelerini 2002'den aldığını hep görüyoruz ve şahit oluyoruz. Bu değerlendirme yöntemi kesinlikle ve kesinlikle doğru değil. Örneğin, 2002 yılında dolar 1,5 TL'ydi bugün 9,60 veya 80 neredeyse 6,5 katına çıkmış durumda. 2002’de 1 çeyrek altın 23,5 TL'ydi bugün bin TL'ye yaklaşmış durumda. En düşük memur maaşıyla 2002’de 17 çeyrek altın alınabilmekteyken bugün 4-4,5 çeyrek altın alınabilmekte. Ortalama memur maaşıyla 2002’de 25 çeyrek altın alınmaktayken bugün 6 ya da 6,5 çeyrek altın alınabilmekte. Yani öyle bahsettiğiniz gibi, 2002'yi de baz alsanız şunu açıkça söylemek lazım: Artık siz ekonomiyi doğru yönetemiyorsunuz. Vatandaşımız da bugün bu ekonomik sıkıntıların içerisinde maalesef can çekişmekte. Türk halkı artık size birçok alanda olduğu gibi ekonomi alanında da güvenmemekte. Yani artık sizin bu ekonomiyi düzelteceğinize kimse inanmıyor.” dedi.
“GENÇLERİMİZİN GELECEĞİ İPOTEK ALTINA ALINDI”
Bu ülkenin geleceği adına en önemli ipoteklerden birisi kamu-özel iş birlikleridir diyen Arı, “Hiç kimse bize "Yok efendim, devletin imkânlarıyla yapamadığımız yerleri yapıyoruz." edebiyatı yapmasın. Bu iktidar, iktidara geldiği günden bu tarafa, cumhuriyetin ilk kurulduğu günden sizin iktidarınıza kadar harcanmış olan 765 milyon dolarlık bütçenin neredeyse 3 katını harcadı. Bu gelen geçen iktidarlar önceki dönemde o kadar karayolları, köprüler, hastaneler, okullar yaptı ama siz sadece bunları satmakla kaldınız. Bugüne kadar sata sata da bitirdiniz. Şimdi siz, 2,5 milyar dolarlık bütçenizle, bu iktidarınızda kullandığınız bütçenizle sadece kamu-özel iş birlikleriyle milleti borçlandırarak, yatırımlarla göz boyamaya çalışmaktasınız. Keşke bu yapılanlar genel bütçeden yapılabilseydi. Keşke bu yapılanlarla bu yerleri kullanmayan vatandaşımız borçlandırılmamış olsaydı. Keşke gençlerimizin geleceği ipotek altına alınmamış olsaydı. Geçiş garantili yollarla 98,5 milyar lira, şehir hastaneleri yönünden de 94,2 milyar lira garanti ödemesi yapılacak. 2024 yılı dahil toplam 193 milyarlık lira garanti ödemesi bu ülkeyi beklemektedir. Biz, yapılacak olan hiçbir hizmete karşı değiliz ve eğer layıkıyla yapılırsa, yapılan her hizmeti de destekleriz ama siz buraları bir ticarethane gibi açtırıp geçenden parasını bir katıyla aldığınız gibi geçmeyenden, hayatında görmeyen de parasını almaktasınız. Niğde-Tarsus Otoyolundan daha 2 hafta önce geçtim. Geçmeyenler için söyleyeyim 115,5 TL'ye geçiliyor. Bir aracın Adana'ya gidiş-gelişinde ödediği ücret 231 TL, o da binek araç olursa. Deli Dumrul misali geçtiği yol için yaktığı yakıt kadar para ödemekte. Siz buraları bir yatırım olarak değil, bir ticarethane olarak görmektesiniz. O nedenle, siz sadece buraları yapan 5'li çetelere ticarethane açmaktasınız. Eğer bir kamu hizmeti olacaksa, kamu hizmeti temel bir haktır ve ücretsiz karşılanması gerekir.” diye konuştu.
“SAYIŞTAY RAPORLARI ÇOK ÖNEMLİ BULGULARLA DOLU”
Milletvekili Arı, “Sayıştay’ın denetim raporlarında, özellikle şehir hastaneleriyle ilgili, çok önemli bulguları var. Oku oku bitmiyor. Sayfalar dolusu. Çok övündüğünüz şehir hastanelerinin dahi inşaat, teslim ve işletme süreciyle ilgili işlerini doğru düzgün beceremediğinizi Sayıştay’ın raporlarıyla görmekteyiz. Sayıştay’ın bu süreçte kontrollü ve dikkatli bir dille bu raporları yazdığını biliyoruz ancak yine de buna rağmen dikkat çekecek bulgular var. Örneğin, nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan firmalardan, tüketicilerden tahsil edilen ve Bakanlığın bankadaki hesaplarına yatırılması gereken Elektrik Enerjisi Fonu'nun bazı şirketlerce eksik yatırıldığı ya da hiç yatırılmadığı tespit edilmiş. Soruyorum, bu şirketler kimdir? Bu şirketlerden almanız gereken bu paraları niye almıyorsunuz? 37 tane şirket hiç ödeme yapmamış. 18 tane şirket eksik ya da geç ödeme yapmış. Çok önemli bir gelir kaybını siz bu şirketlerden almayarak bu ülkeyi bu gelirden mahrum bırakmaktasınız. Bu şirketler kimdir, nedir ve niye bu paralar alınmıyor; bunun hesabını mutlaka, bir şekilde verilmek zorundadır. Yine, Sayıştay’ın bulgularında... Örneğin "Akademik kadro ilanında, objektif olmayan ek koşullara yer verilmesi..." var. Bunun anlamı nedir? Bunun anlamı liyakati olmayan, yandaş olan birçok kişiyi kadrolara alabilmeniz operasyonudur. Yine, "Bütçeden yardım alan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerin incelenmesi, yetersiz desteklerin nereye harcandığının belirsiz olması..." Yani onlarca, yüzlerce yandaş sivil toplum örgütlerine devletin imkânlarını oluk oluk akıttınız ama nereye harcandığını buraya yazamamışsınız. Bakın, buraya yazamadınız, Sayıştay diyor ki: "Hiç olmazsa bunları açıklayın." Yine, o kadar kontrolsüz, denetimsiz, disiplinsiz ve siyasi olarak bu bütçeyi kullanmaktasınız ki 18 yaşını tamamlamış ve gerekli şartları taşımayan gençlere sosyal destek ve ekonomik destek ödemesine devam etmişsiniz. Bunu hangi seçimde, hangi oy karşılığı yaptınız? Bakanlık bütçesinden yapılan ödemelerin hak sahiplerine ödenmesine ilişkin işlemde kontrol eksikliği bulunmakta. Yani bunun anlamı ne? Hak sahibi olmayanlara ödeme yapmaya devam etmişsiniz. "Sahte ve şüpheli engelli sağlık kurulu raporlarının gereklerinin gecikmeli olarak yerine getirilmesi..." Geçen sene bu konu mevzu edilmişti ve engelli olup olmadığı belli olmayan kişilere haksız ödemeler yapıldığı konusu kamuoyuna da mal olmuştu; bu konularla ilgili gerekli tedbirleri almadığınızı Sayıştay bir kez daha ifade etmiş.” dedi.